Monday, 18 March 2013

Yeryüzündeki Cennetlerden Biri; Como Golu .


Benim için seyahat etmek, farklı kültürleri tanımak ve anlamak demek. Sanırım gezdiğim yerlerdeki  klasik müzeler ve binalardan çok orada bana anlamlı gelen insanlarla ilgilenmek ve zaman geçirmek daha önemli oluyor. İtalya'nın Isviçre sınırında, yeryüzündeki cennetlerinden biri Como Golu bulunmakta. Bu cenneti hak edebilmek için ne gibi sevap işlemem gerek acaba diye dusunuyorum. Como, Milano Menpaza Havaalanı’ndan 70km mesafede 1.5 saat uzaklikta. Hava kapalı. Dahası, bulutlar, vapur bacasından çıkan duman kadar siyah. Yagmur bir muddet sonra tam üstüme  boşaliyor.Yolda yururken gozume o muhtesem evler ilisiyor. Como Gölü, Madonna, George Clooney, Ronaldinho ve Sylvester Stallone gibi ünlülerin göl çevresinde aldığı evlerle de meşhur. Gökyüzünde kaymak gibi lüle lüle bulutlar var. Sokagin bir kenarinda genç bir çift öpüşüyor. Umurlarında mı Como! demek geciyo icimden.. Dünyanın en romantik gölünün ortasında yapılabilecek en doğru eylem bu olsa gerek. Sokaklar, tüm İtalyan sokakları gibi; daracık ve gölgeli. Mağazalar marka marka. Vitrinler çok albenili. Karşıma oyukları, kabartmaları, dikey kütleleri ve sütunlarıyla bir katedral çıkıyor. Meydanlar da tüm İtalyan meydanları gibi kahveler ve lokantalar ile sıralanmış. Italyan sofrasının ayrılmaz bir parçası Italyan şarabı... Şarap sadece özel günler için hazırlanan yemekle yudumlanan bir içecekten öte günlük bir alışkanlık halini almis. Italya'da yemek denince akla makarna ve pizza geliyor. Makarna şekline göre adlandıriliyor  ve çok pişirilmeden, biraz sertce birakiliyor. Makarnanızın iyi pişirilmesini isteseniz bile İtalyanlar yine kendi bildiklerinin disina cikmiyorlar. Meğer ben bugune kadar hic pizza yememisim. Italyan pizzasinin  asil sırrı hamurunda. İtalya’ya gelmeden pizza ve spaghetti  yemekten bıkacağımı düşünüyordum ancak hergün yediğim halde pizzaya ve spagettiye doyamadan döndüm. Italya'da kahve denince akla çok sert ve az miktarda yapılan espresso geliyor.  Eğer kahvenizi biraz daha fazla istiyorsaniz "doppio espresso" istemeniz gerekiyor. Italyan mutfaginin ardindan tekrar  yola koyuluyorum. Dik bir yokuşu hizla tırmanıyorum. Etrafta ilk kez gördüğüm, tanımadığım ama çok beğendiğim onlarca bitki ve çiçek var. En çok şemsiye gibi budanmış koca ağaçlar hoşuma gidiyor. Bana kendimi her zaman huzurlu ve yenilenmiş hissettiren Como Gölüne “tekrar görüşmek üzere” diyerek veda ediyorum.








No comments:

Post a Comment