Saturday, 25 May 2013

HAYATA DAIR


Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,yüregin susup,mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını; dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar yeni yollar seçmeli yüreğini ferahlatacak. Yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapmalidir. Hep isteyipte bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa gerçekleştirmeyi denemeli. Hayat hiç beklenmedik bir anda biten bir şey. İçinizden gelen neyse onu yapın, fazla düşünmeye zaman yok aslinda. İnsan, bunca sıkıntının karşısında cesaretli olduğu sürece “zaman geçsin diye yaşıyorum” gibi bir boşluğa düşmeyecektir eminim. Hayat öyle acımasızdır ki, ölümcül bir illet gibi. Aldığın nefesi sonuna kadar verme umudumuzun her gün içimizde bahara dönen günlük sevinçlere dönüşmesi ne hoş. Kimi zaman hayat masum bir palyaçodur etrafına gülücükler saçan, bazen iğreti bir gülüş gibi gözlerden dökülen parçalanmadan yere düşen umutsuz yağmur damlası misali. Hayat bazen kiminde umut, kiminde paranoyak saçma sapan gölge. İşte bunca karmaşanın içinden yara almamış asker gibi üstesinden gelmektir hayat. Paylaşmayı ertelediğin ne varsa tam olarak varamadığın bir tat bırakıyor ruhunda. İçinde yaşadıkların, dertler ertelediğin coşkular da taşmaya yer arıyor içten içe . Bir tırtılın olanca zayıflığına karşın yaşayabilmek için verdiği çabayı izledin mi ? Yağmur damlalarının yere düştüğü an çıkardığı sesi dineyip kendini eşsiz bir bestenin notaları arasında dolaşırken buldun mu? Yarın ne olacak diye düşünmeden akşam küp gibi sarhoş olana kadar içtin mi ? En yalnız, en çaresiz kaldığın anda bile “Bir sonraki gün bugünkünden iyi olacak” deyip besleyebildin mi umudunu? “Senin için her şeyi yapabilirim” dedin mi birine?  “Yapmadım” diyorsan gerçekten yaşadın mı sen ?





1 comment: