Kendine ozgu
tarziyla, sonbahar sokaklari rengarenk giydirmeye basladi bile. Cocuk
civiltilariyla dolu parklar yerini sessizlige birakti. Dogada canlilar agiz
birligi etmiscesine hep bir agizdan ayni ayrilik sarkisini fisildiyorlar. Topragin renk tonlari dogaya bir bir hakim
olurken, toprak da tipki bir kadinin teni gibi parlak, yogun ve islak. Ben sonbahari, topragin
kokusunu, en cok da cisil cisil yagan yagmurun altinda cizmelerimle dolasmayi
seviyorum. Her zamankinden farkli bu sabah sari siyah fularim omuzumda, elimde
semsiyem ve araliksiz yagan bir yagmur. Sonbahar ile birlikte gardrobum da
renklendi. Giydigini kendine yakistiran her bir kadin, bana gore kendine guveni olan kadin
demektir. Sonbaharda fular ve sapka benim vazgecilmez aksesuarlarim arasinda
yer alir. Kadinlar mevsimin tum guzelligini aciga cikaran renkler ile birlikte degisim icerisine girerler, bu
degisim kiyafetlerde oldugu kadar, yasam alanlarina da yansir. Aslinda, yasam alani tum
canlilarin hayatlarini surdurebilmeleri icin gerekli ozelliklere sahip dogal cevrelerdir ve her
canliya gore farkliliklar gosterir. Pozitif yasam alani olusturmak beden ve ruh sagligimiz icin de cok
onemlidir. Yasam alanlarinda enerjinin en dogru sekilde akabilmesi icin
objelerin yerlerinde, renklerinde, desenlerinde ve malzemelerinde dogru
secimler yapilmasi gerektigine inanirim. Mesela bana en huzur veren calisma
odami cok seviyorum; ucuk sari duvarlari, duvarda asili duran resimlerim, kitap kokan ahsap kitapligim,
turuncu ekoseli sallanan koltugum ve ne zaman karanliga dussem huzur buldugum
ormana acilan ahsap pencerem...
Yasaminizin her
dakikasindan keyif alacaginiz huzur dolu gunler dilerim.
No comments:
Post a Comment